7 Mart 2024 Perşembe

8 MART’IN KIZILLIĞINA İLHAM VEREN KADIN

 

8 MART’IN KIZILLIĞINA İLHAM VEREN KADIN

“Kadın olmadan işçilerin birliği olmaz, işçilerin birliği olmadan kadın kurtulmaz” sözlerinde düşüncelerinin özetini okuduğumuz Flora Tristán; ütopik sosyalist ve sosyalist feministtir. Kuşkusuz ki, bu sözü ve günümüzde anonimleşmiş pek çok şiarı, yaşadığı dönemi iyi kavraması sayesinde düşünmüştür. Öyle ki, Clara Zetkin, Marks- Engels ve Lenin başta olmak üzere dönemdaşı ve devamcısı olan sosyalist önderlere ilham vermiştir.

Flora Tristán’ın yazılarında ve konuşmalarında ele aldığı, kadın işçilerin yaşam ve çalışma koşulları, göçmen kadın işçilerin örgütlenmesi, sosyal adaletsizlikler, kadın ve çocuklara yönelik cinsel saldırılar, kadına yönelik şiddet, ırkçılık, yoksulluk, işsizlik; bugün de güncel sorunlar ve çeşitli mücadelelerin konusudur.

Hayata karşı verdiği mücadele bir hak mücadelesine dönüştüğü andan itibaren, bir kadın olarak, kadın ve erkek emekçilerin sorunlarının çözümüne kafa yormuştur. Kadın-erkek eşitliği O’nun için öncelikli ve temeldir. Tristan, kadının kurtuluşu sorununun emekçilerin kurtuluşu sorunuyla birlikte olacağını görmüştür. Bu sebeple, kadın sorununu ele alan ama bunu kadının ikincil konumunun tahlil ve tespitinden öteye götüremeyen diğer ütopik sosyalistlerden, sorunu "çalışan"larla sınırlı tutan ve yine oy hakkı talebini her şeyin üstünde tutan İngiliz ve Fransız burjuva feministlerinden ayrılır.

Tristán 'ın eseri “İşçi Birliği” adeta yazıldığı dönemin insanca yaşam projesidir.

Flora Tristán 'ın yaşadığı çağ, bilimsel sosyalizmin yeni oluşmaya başladığı dönemdir. Tristán ilk dönem sosyalistlerin etkisinde gelişen düşünceleriyle yoksulluğun, eşitsizliğin toplumda gerçekleştirilecek reformlar yoluyla ortadan kalkacağını savunmuştur. Onu, çağdaşları olan Marksistlerden farklı kılan bu ayrım önemlidir.

Düşünceleri ve çözüm önerileri burjuva karakterine sahiptir. İşçi sınıfının henüz burjuvazinin yörüngesinde olduğu bir dönemdir, işçilerin mücadelesi sınıfsal bir mücadele halini almamıştır. Kadın sorununa yaklaşımı da, ilerici yanını gitgide yitirmekte olan burjuvaziden tam anlamıyla bir kopuş değildir. Fakat, kadının kurtuluşu ile işçi sınıfının kurtuluşu arasındaki diyalektiği görmüş olması düşünsel bir öngörünün göstergesidir.

Yaşanan sorunların kaynağının toplumsal düzen olduğunu görmüştür. Ancak henüz, bilimsel sosyalizmin kurucu düşüncesi olan toplumsal gelişim yasaları ve özellikle de ‘zorunlu uygunluk yasası’ ortaya konulmamıştır. Elbette bunda Flora Tristán’ın gerçekten kısacık bir ömür sürmesinin de payı vardır. Yine de düşünceleri, yeni ve bilimsel sosyalizmin ilkelerini oluşturan düşüncelere kaynaklık etmiştir. Çünkü, Komünist Manifesto'nun yayınlanmasından daha önce işçi sınıfının farklı bir sınıf olduğunu gören ve bu yüzden de örgütlenmesi gerektiğini söylemiş olan ilk ütopik sosyalisttir.

“Bütün ülkelerin işçileri birleşin!” şiarı, Onun sözlerinden anonimleşmiş, 1844 yılındaki ölümünden 4 yıl sonra yazılan (21 Şubat 1848) Komünist Manifesto’nun başlangıç seslenişi olarak dünya devrim mücadelesi tarihindeki sonsuz yerini almıştır.

“İşçi Birliği”nin temel ilkelerinden olan, kadın ve erkeğin eşit-gönüllü birliği ise; 1917 Ekim Devriminden sonra, Sovyetler tarafından hayata geçirilmiştir.


İşçi Birliği'nden alıntılar:

“Artık vatanımız evren olmalıdır.”

“Kadın işçinin işçisidir.”

“İşçiler, birleşin. BİRLİK’ten güç doğar.”

“Rekabet ve kin azalır, kadın-erkek gruplarını oluşturan rıza ve kardeşlik ortaya çıkarsa, gelecek umutludur.”

“Ölüme benzeyen bir uyuşukluk içinde yaşayan işçilerin, gerçek çıkarlardan, temel haklardan, vatandaş ve kardeş olarak özgür insanların haysiyetinden bahsedildiğinde nasıl uyandıkları görülecektir.”

“Sevgi, zekâ ve gücün cinsiyeti yoktur.”

“yardım sefâletin kökünü kazıyamaz. Fahişelik, hırsızlık ve suç, sefâletin kaçınılmaz sonuçlarıdır.”

“Toplumsal düzenekte, sadaka ikincil olmalıdır ama fakir sınıflar için, esas sorun üretimde kollarının istihdamıdır. Emek örgütlenmesi önemlidir, temeldir. Hayır işinin örgütlenmesi geçicidir, destekleyicidir.”

“Ne mutlu inancı olanlara!”

“işçiler! Siz ve sadece siz dâvanızın çıkarı gereği harekete geçmelisiniz. Yaşamınız ya da  … ölümünüz söz konusu. Her gün sizi öldüren ölüm söz konusu: Sefâlet ve açlık.”

“İnsanlık için kardeşlik, İnsanlık için birlik.”

“İşçi sınıfını kahreden tüm kötülüklerin tek ve gerçek nedeni SEFÂLET değil midir? Sefâlete karşı mücadele etmelidir. En korkunç düşman sefâlettir.”

“Sizi övenlerin amacı size hizmet etmekten çok sizi kullanmaktır.”

“Bir yarayı iyileştirmek istediğimizde, yarayı açmamız, görmemiz gerek.”

“İşçi sınıfı, mülkiyetin sonuçları ve yarattığı ayrıcalıklar nedeniyle sıkıntı çeken tek sınıf değildir: Sanatçılar, öğretmenler, memurlar, küçük esnaf ve daha bir yığın insan küçük rantiyeciler de dâhil olmak üzere sıkıntı içindedir. Hiçbirinin toprağı, evi, sermayesi yok ama Meclis’te oturan mülk sahiplerinin çıkarttığı yasalardan derinlemesine etkilenmektedirler.”

“bir isteğin adaleti hakkında dikkati çekmek için sözümüzü dinlesinler diyorsak önce yeterince otoriteyle sözünün duyurulması, konuşmak gerekir.”

“İnsan sadece ekmekle yaşamaz.”

“Bir çocuğun katlandığı haksız ve şiddetli davranış gibi hiçbir şey karakteri bu kadar hırçınlaştırmaz, kalbi sertleştirmez, ruhu yaralamaz.”

“Kötülüğün nedeni işçi sınıfının içinde bulunduğu cehâlet, sefâlet ve ücretin ürettiği toplumsal koşullardan kaynaklanan alçaltılmadır.”

“kadınlar işçinin yaşamındaki her şeydir.”

“işçi sınıfının entelektüel, manevî ve maddî gelişmesi için halktan kadınların çocukluklarından itibaren akılcı, sağlam ve kendilerini geliştirecekleri bir eğitim almaları çok önemlidir.”

“İşçilerin yeniden saygınlıklarına kavuşmasının yegâne yolu kadınların bu saygınlığı daha önceden kazanmasıdır.”

“İşçi sınıfının tüm kötülükleri şu iki sözcükte saklıdır: Sefâlet ve cehâlet, cehâlet ve sefâlet. Bu labirentten çıkmak için ben tek bir yol görüyorum: Kadınları eğitmekle işe başlamak gerekir. Çünkü kadınlar, erkek ve kız çocuklarını eğitmekle yükümlüdürler.”

“Özgürlüğün olmadığı yerde mutluluk olamaz.”

“Kadını köleleştiren ve eğitiminden yoksun bırakan yasa siz erkek işçileri de baskı altında tutar.”

“Herkesin yararı için, herkesin iyiliği için ve kadın ya da erkek herkesin evrensel refahı için kadın hakları talep ediyorum.”

“Sadece tembellik insanı küçük düşürür ve bozar, bu nedenle tembellik acımasızca geri püskürtülmelidir.”

“Eğer sevgi zekanın ruhu ise, zekada sevginin meşalesidir. Birini diğerinden ayırdığında ise ortaya bozulmuş, eksik, iğdiş edilmiş bir biçim çıkar ve ne gücü olur ne de yaşamı.”

“Düşmanla mücadele etmek için (cehâlet) en etkili araçlardan biri adalet sevgisine sahip ve insanları seven yürekli ve akıllı insanların kaleme alacağı bir yayın organı yaratmaktır.”

“umudu kesmemek gerek. İnsanlar dün reddettikleri ve anlamadıklarını belki bugün kabul edebilirler ve yüzyıllar boyu ütopya ya da gerçekleşmesi mümkün gözükmeyen bir eseri gerçekleştirmek için yola koyulabilirler.”

“Eğer sevgi zekânın ruhu ise, zekâ da sevginin meşalesidir. Bu iki deyim birleşerek anlayışı (kavramayı) ve tam anlamı oluşturur.”

                                                                                                                                    Umut Şener

(8M2024)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söyleşi: Mansur Ayık'la yeni romanı Hiç Kimse'den yola çıkıp edebiyatı ve hayatı konuştuk...

https://www.edebiyathaber.net/mansur-ayik-toplumsal-curumeye-karsi-bir-yuzlesme-romani-yazmak-istedim/ Mansur Ayık: “Toplumsal çürümeye karş...